top of page
Yazarın fotoğrafıZeytin Hasadi Dergisi

Engellerin Kaldırıldığı Bir Ayvalık Hayal Ediyorum-Aylin Baydar

Güncelleme tarihi: 5 Oca

İnsan, varoluş sancısı içinde, somut ya da soyut ölümsüzlüğü ararken; zeytin ağacı, doğası gereği varoluşundan beri ölümsüzlüğü temsil etmektedir. Belki de bu yüzden, tarihin her döneminde insanlık için özel ve vazgeçilmez olmuştur. Zeytin ağacı; mitolojiye, dinlere, sanata konu olmuş; kültüre ve sosyal hayata yön vermiş, kötüleşen ve beklenmeyen çevre şartlarına rağmen, o küçük tanesiyle bize toprağın bereketini bıkmadan usanmadan sunan nadide tarımsal ürünlerden biri haline gelmiştir.

Ayvalık’ın kültürel ve tarihi zenginliği, yaklaşık bir milyon dokuz yüz bin ağacın varlığı, turizmdeki yeri ve gastronomideki zenginliği ile Türkiye’de ve dünyada hatırı sayılır bir marka değeri taşımaya başlamıştır. Bu ayrıcalık ve potansiyelimize rağmen, Ayvalık’ta zeytinciliğin korunması, geliştirilmesi ve katma değer kazandırılması için kat etmemiz gereken uzun bir yol var.

Öncelikle düşünülmesi ve yapılması gereken ilk iş zeytin yetiştiricilerinin ve zeytinyağı üreticilerinin bir araya gelerek kooperatifleşmesidir. İkincil öncelik ise Ayvalık turizminin zeytinliklere etkisini araştırmak ve değişen dünya düzeninde Ayvalık zeytinlik alanlarında, kanunlar çerçevesinde, ekolojik dengeyi koruyarak tarım turizminin nasıl yapılacağını planlamak olmalıdır. Diğer bir konu ise, zeytin yetiştiriciliği ve zeytinyağı üretimi sürecinde ortaya çıkan artık ürünlerin etkin bir şekilde değerlendirilmesini, tekrar üretime katılmasını ve ekonomiye kazandırılmasını mümkün kılmak için nelerin yapılması gerektiğini ortaya koymaktır.

Kooperatif; dünyadaki en yaygın tanımıyla, “ortaklarının her türlü gereksinimlerini uygun koşullarla elde etmelerini sağlamak için kurulan, kâr amacı gütmeyen, kurum ve üreticilerin, aracıları aradan çıkararak ürünlerini daha iyi koşullarla pazarlamak için kurdukları ortaklık” olarak tanımlanmaktadır (Oxford Dictionary). Bu tanımdan da anlaşılacağı gibi yeterli ekonomik güce sahip olmayan üreticiyi koruduğu gibi alıcıya da denetimli ürün sunmaktadır. Kooperatifleşme ile küçük ve orta ölçekli üreticiler pazar payı oluşturabilmektedir. Ayrıca gelir dağılımı ve kırsal kalkınma üzerine de ciddi etkileri olacaktır. Ayvalık’ta Çiftçi Kayıt Sistemi 2023 yılı verilerine göre 2.025 adet zeytin üreticisi ve bu üreticilere ait toplam 76.523 dekar zeytin alanı bulunmaktadır. Bu üreticilerin 1410 tanesinin 50 dekarın altında üretim alanına sahip olduğu ve bu alanların toplamının 64.194 dekar olduğu görülmektedir. Bu verilerden de anlaşılacağı gibi Ayvalık zeytin üreticilerinin %70’i küçük ve orta ölçekli tarım işletmesi statüsünde sayılmaktadır. Bu üreticilerin büyük bir çoğunluğu zeytinini ve zeytinyağını, toptan bir şekilde, bu ürünleri paketleyip satan firmalara vermekte ve ciddi ekonomik kayıp yaşamaktadır. Ayvalık’ta Altınova Tarımsal Kalkınma Kooperatifi dışında başka kooperatif olmadığı gibi, 180 üyesi bulunan bu kooperatifin zeytin üretimiyle ilgili olarak herhangi bir faaliyeti bulunmamaktadır. Türkiye’de ve coğrafi işaret alınmasıyla birlikte dünyada hatırı sayılır bir üne sahip olan Ayvalık Zeytin ve Zeytinyağı için hâlâ bir kooperatif kurulmamış ve kurulmasına dair gerekli çalışmaların başlatılmamış olması büyük eksikliktir. Çoğunluğu küçük ve orta ölçekli işletmelerden oluşan Ayvalık zeytin üreticilerinin, küresel ekonomik kriz ve iklim kriziyle her geçen gün üretim maliyetleri artmakta ve kar marjı azalmaktadır. Bu üreticileri korumak ve sürdürülebilir tarımı sağlamak için Ayvalık’ta, doğru işleyen, üretime pozitif katkı sağlayacak tarımsal kalkınma kooperatifi kurulması elzem bir ihtiyaçtır.

Pandemi sonrası değişen hayat tarzı ve küresel boyuttaki ekonomik güçlükler sebebiyle doğaya dönüş başlamış, küçük ölçekli tarımsal faaliyetler artmış, insanların hayattan beklentileri değişmiştir. Bu beklentilerin karşılanması noktasında tarım alanlarının zarar görme riski ortaya çıkmaktadır. Değişen beklentiler turizm sektöründe de yeni beklentiler oluşturmuştur. Türkiye’nin neredeyse her ilinde bir veya birden çok turizm meslek lisesi ve yine neredeyse tüm üniversitelerinde 2 veya 4 yıllık turizm bölümleri varken, ülkemiz hâlâ turizm açısından sıkıntı yaşamaktadır. Bu sıkıntı turist varlığından çok, turizm politikalarının iyileştirilememesinden kaynaklanmaktadır. Özellikle tarımsal alanların yoğun olduğu turizm bölgelerinde yapılaşma ve çevre kirliliği, üretimi doğrudan etkilemektedir. Ayvalık, ülkemizin, turizm açısından en önemli ilk on beldesinden biridir. Birçok şehre olan yakınlığı, kumsalı, gastronomideki yeri ve kültürel değeri her geçen gün Ayvalık’ı daha da öne taşımaktadır. Ancak plansız turizm genişlemesi yüzünden, zaten yetersiz olan altyapı sorunları hayatın olağan akışını duraksatmaktadır. Özellikle hayatı durma noktasına getiren susuzluk, bu yıl yaşanan kuraklık ile birleştiğinde baş edilemez bir hal almıştır. Bu sorunlar zeytinliklerimizi doğrudan etkilemektedir. Doğaya dönüş hareketiyle başlayan kırsal turizm, maalesef tarım alanlarında yapılaşma sorununu doğurmaktadır. “Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu” ve “Zeytin Kanunu” kapsamında tarım arazilerinde yapılaşma KESİNLİKLE YASAKTIR. Ancak ülkemizde örneğini çokça gördüğümüz kaçak yapılaşma, Ayvalık’taki zeytinliklerin de tehlike altında olduğunu düşündürmektedir. Küresel ısınma ve doğal kaynakların hızla, kontrolsüzce tüketilmesiyle ciddi bir tehdit altındaki tarım alanlarımız, bir de, plansız turizm genişlemesinden ötürü tehdit edilmemelidir.

Oluşturulması gereken yeni turizm planında Tarım Turizmine de ağırlık verilmelidir. Yapılacak tarım turizminin ülke ekonomisine katkısı yadsınmaz derece yüksek olacaktır. Ayrıca tarım turizminin artmasıyla köyden kente göçün ciddi oranda azalması ve üretimin artması, bu işin doğal bir sonucu olacaktır. Maalesef, ülkemizin en büyük sorunu olan “günü kurtarma” hali geleceğimizi kurtarmayacaktır. Geri dönülemeyecek noktaya gelmeden önce, zeytinlik alanlarını koruyan, uzun vadeli, doğayla dost Ayvalık Turizmi Kalkınma Planı hazırlanmalıdır.

Ayvalık için, bir diğer önemli konu da zeytin ve zeytinyağı üretimi sırasında ortaya çıkan artık ürünlerdir. Bu ürünler; zeytin küspesi, zeytin çekirdeği, pirina, budama sonucu oluşan zeytin dalları.

Zeytinin yağı alındıktan sonra, içinde, yağ, zeytin çekirdeği, meyve eti, kabuk ve su bulunan pirina kalır. Pirina bazı işlemlerden sonra yemeklik yağ, katı yakıt, hayvan yemi, gübre ve pirina yağı üretiminde kullanılır. Katı ve sıvı haldeki pirina yakıtı, odun ve kömüre kıyasla çok daha fazla ısı vermekte olup çok daha az kül bırakmaktadır. Kışın Ayvalık’ta birçok kişi bu yakıtı kullanmaktadır. Ayrıca hayvan beslemede, özellikle küçükbaş hayvan rasyonuna katılması durumunda, içeriğindeki mineraller sayesinde et kalitesini ve süt verimini arttırdığı bilinmektedir. İçeriğinde yüksek oranda potasyum oksit taşıyan pirina, gübre olarak da kullanılmaktadır. Ayvalık’ta gittikçe artan organik zeytin tarımı için pirina, çiftlik gübresiyle karıştırılarak kompost gübre elde edilmesine imkân vermektir.

Çeşitli işlemlerle pirinadan zeytin çekirdeği ayrıştırılır. Ayrıştırılan zeytin çekirdeği, sıkıştırılarak odun haline getirilip ısınmada kullanılmakta ayrıca, zeytin çekirdeği kahvesi, zeytin çekirdeği tozu ve kedi kumu da elde edilmektedir. Zeytin çekirdeğinden elde edilen odunun bir tonunun yakılması halinde en fazla üç, dört kilogram kül oluşmaktadır. Alternatif bir yakıt olarak zeytin odununun kullanımı, kış aylarının hafif geçtiği Ayvalık’ta doğaya dost bir ısı kaynağı olacaktır.

Zeytin çekirdeğinin acılığı çeşitli baharatlarla giderilip, ardından Türk Kahvesi gibi kavrulup, inovatif bir yaklaşımla zeytin çekirdeği kahvesi üretilmiştir. Zeytin çekirdeğinin sindirim sistemine yararlı olduğu bilinmektedir, ancak doğrudan yutulması halinde çekirdek yüzeyinin insan sağlığına zarar verme riski de bulunmaktadır. Bu yüzden çekirdek öğütülerek, takviye gıda olarak kullanılmaktadır.

Zeytin çekirdeği, son dönemlerde kedi kumu olarak da kullanılmaya başlanmış, silika ya da topaklaşan kedi kumlarına göre daha sağlıklı bir çözüm olmuştur.

Bunların yanında, ömrünü tamamlamış zeytin ağaçlarının değerlendirilmesi de var. Pirina haricinde, budama sonucu elde edilen dallar ve ömrünü tamamlamış zeytin ağaçları mobilya ve dekorasyon alanında da kullanılmaktadır. Zeytin ağacı, güçlü yapısı sayesinde dayanıklı mobilyaların üretilmesine olanak sağlamaktadır.

Görüldüğü gibi sadece zeytin ve zeytinyağı olarak değil, birçok alanda kullanılabilecek zeytin artık maddeleri bulunmaktadır. Ancak bu ürünlerin, Ayvalık’ta yeteri kadar değerlendirilemediği gözlenmekte ve bu ürünlerin doğaya, ekonomiye kazandırılması acil bir ihtiyaç olarak önümüzde durmaktadır. Kalkınma yatırımlarından faydalanılması, birçok sorunun aşılmasını kolaylaştırır. Bu ürünlerin işlenmesi ve pazarlanması, Ayvalık’ın marka değerini güçlendirecek imkânların yaratılmasını da beraberinde getirecektir.

Atatürk, nasıl başarılı olduğunu soran Amerikalı bir gazeteciye şu cevabı vermiştir; “Ben bir işte nasıl başarılı olacağımı düşünmem. O işe neler engel olur, diye düşünürüm. Engelleri kaldırdım mı, iş kendi kendiliğinden yürür.”

Gelecek nesillere güzelliklerle teslim edebileceğimiz yaşanabilir bir Ayvalık yaratmak için, önümüzdeki engelleri belirlediğimiz günlere ulaşmak dileğiyle…




133 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comentarios


bottom of page