“Herkese aitim ve kimseye ait değilim. Siz gelmeden önce de buradaydım, siz gittikten sonra da burada olacağım.” Homeros
Akdeniz ve yöresinin doğal bitkisi olan zeytin, on altıncı yüzyıldan itibaren göçmenler tarafından dünyanın dört bir yanına götürülmüş, Akdeniz iklimi gösteren coğrafyalarda yetiştirilmeye başlanmıştır.
Edremit Körfezi’nden yola koyulduğumuzda zeytin fidanının dikiminden, ürünün hasadına kadar olan macerasına dilimiz döndüğünce bir göz atalım.
Gözümüze ilişen zeytin ormanlarının elbette bebeklik, yetişme ve meyveye durma aşamaları vardır. Fidanların dikimi için en ideal zaman Kasım, Aralık, Ocak ayları olarak belirtiliyor. Bunun nedeni, kökün toprakla kaynaşması, kış aylarındaki yağmurla beslenip büyüyerek serpilmesi olarak karşımıza çıkıyor.
Dikim işine gelince… Üst toprak, bir kürek gübre ve üç kürek toprak olarak karıştırılıyor, önceden açılan çukurun dibine doğru atılıyor. Elde edilen karışıma yarım çay bardağı kompoze gübre ekleniyor. Bu arada gübre üzerine bir miktar daha toprak eklenerek, fidan köklerinin gübreyle teması engelleniyor.
Toprak, yılda iki, üç kez pullukla sürülür. Bu işlem toprağın havalanmasını sağlar. Suyu toprağın derinlerine indirir. Gübreyi yayar. İkinci sürüm, ilkbaharda çiçek açımından on, yirmi gün önce yapılır. Tırmık, çapa, pulluk kullanılır. Çiçeklenme öncesi bitkinin gereksinmesi olan suyun rahatlıkla alınması sağlanır.
Sulama: Karık ve çanak usulü yapılır. Ağustos, Eylül ayları çekirdeğin sertleşme dönemi olduğundan bu aylarda sağlıklı sulamaya gereksinim vardır. Suyun, toprağın her tarafına yayılması bu işlemle sağlanır.
Budama: İyi mahsül ve kaliteli yağ alabilmek için budama gereklidir. Her ağaç kendi karakteristik özelliğine göre budanır. Bu işlem sayesinde ağaç topraktan bol miktarda mineral alır. Sürgün gelişmesi kuvvetlenir. Dane çok az ya da hiç yoktur bu dönemde. Olgunluk döneminde meyve verimi ve sürgün işlemi dengelidir. Bu denge, meyve veriminden yana ağır basar. Budamaya dal ucundan başlanır ve geriye doğru gelinir. Ana dallar ile gövde arasınra kırk beş - altmış derecelik açı konumu oluşturulur. Budama ürün yılında yapılır ve meyveli dalların üçte biri budanır. Şekil Budaması, Mahsül Budaması ve Gençleştirme Budaması vardır.
Sıhhatli bir dallanma, iyi bir gelişme, kurağa ve soğuğa dayanıklılık bilinçli bir gübreleme ile sağlanır. Gübreleme işi toprak analizine göre yapılır. Analiz sonucu toprağa azot, fosfor, potasyum, kalsiyum, bor gibi elementler verimi ve dayanıklılığı artırması açısından önemlidirler.
Zeytin ağacı, çok uzun ömürlü olup ortalama ömrü 300 - 400 yıldır. 1000 yıl kadar da yaşayabilir. 12-15 m kadar boylanabilir. 7-8 yaşında meyvesini vermeye başlar. 35’inci yaşına kadar verimi artar, sonra meyve veriminde azalma görülür. 100 yaşındaki zeytin ağaçlarının yenilenmesi gerekir.
Olgun zeytinlerin olgunluk standartlarını belirleyen birçok olgunluk indeksi vardır. Olgun bir zeytin ağacının ortalama olarak verimi 22 ila 90 kg arasındadır.
Zeytin ağacı iyi havalanmış killi kireçli toprakları sever. Kökü bir metre derinlere kadar uzanır. Gözümüze ilişen saçak kökler yüzeyseldir.
Zeytin ağacı soluk alıp veren bir canlıdır. Bu canlılığını sürdürebilmesi için aynı insan gibi aşılara, ilaçlara gereksinimi vardır. Kanser illeti, Kök Çürüklüğü, Halkalı Leke gibi hastalıklara önlem alınmazsa bir zeytin ormanı yok olabilir. Bu nedenle periyodik ilaçlamalar yapılır. Öyle ki Ocak ve Eylül ayları arasında bir seri bakım ve ilaçlamalar yapılır.
Hasat
Hasat yöntemleri bölge halkının sosyoekonomik koşulları, ağaç ölçüleri, coğrafyanın özelliklerine bağlı olarak farklılıklar gösterir. Halen mevcut uygulamalar; Elle Toplama, Sırıkla Toplama, Sıyırıcı Taraklar ile Toplama, çırpıcı Makine ile Toplama, Gövde Sarsıcı Makina ile Toplama.
Eylül ayından başlayıp Mart ayının sonuna kadar süren zeytin hasadı her yörede farklıdır. Bu durum bölgenin sıcaklığına ve yağışına bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Zeytin farklı zamanda kullanım amaçlarına bağlı olarak hasat edilmektedir.
Zeytin ağacının bakımı ve yetiştiriciliği kadar hasadının nasıl yapıldığı da önemlidir. Kolay hasarlanan zeytini toplarken dikkat edilmesi gerekir. Sırıkla toplamada dallara verilen zarar, üretimi olumsuz etkilediği için özel makinalarla dallardan silkelenen zeytin taneleri, önceden ağacın altına serilen tentenelerin üzerine düşürülür. Makinaları erkekler kullanır. Tenteleri sermek ve toplamak kadınların işidir.
Zeytin hasadında, hava şartları göz önünde bulundurulur; Danelerin olgunlaştıktan sonra dalından düşmeden önce toplanması gerekir. Hava şartları sertleşmeden zeytini toplamak her zeytincinin öncelikle amacıdır. Toprağa düşen dane okside olur ve kısmen de olsa yararlı olmaktan çıkar.
Tentenin üzerine düşürülen zeytinler, içerisindeki taş ve dallar ayıklandıktan sonra, kadınlar tarafından kasalara doldurulur. Eskiden zeytinleri doldurmak için çuval kullanılırdı. Ancak zeytinin uzun süre çuval içinde sıkışıp kalması zeytinin kalitesini etkilediğinden artık kasalar kullanılmaktadır. Akşamüstü traktör, sıkım için, zeytin kasalarını fabrikaya götürür. Paydos eden tayfa ise, ertesi günkü zeytin hasadı için buluşmak üzere, kendi araçlarına biner ve köyüne gider.
Hasat Sonu Şenliği: Meci
“Zeytin sektöründe hasadın son gününde halk arasında “Zeytin Kurtuluşu (Hasat sonu-son ürünün toplanması-hasadın sona ermesi) diye adlandırılan gelenek. Geleneğe göre zeytin tayfaları (işçileri) hasadın sona erdiği gün, kâhyayı zeytin ağacına bağlayıp tarla sahibinden bahşiş ister. Tarla sahibi bahşiş verdikten sonra kâhya ağaçtan çözülür, tarlada ateş üzerinde pişirilen yemekler hep birlikte yenir, eğlence düzenlenir. Tarladan dönüşte zeytin hasadında kullanılan sırığın (sopa) ucuna bez bağlanarak bayrak şeklinde asılır. Bu şekilde bu bayrağı görenler hasadın sona ermiş olduğunu anlar. Zeytin Kurtuluşu; Ürün o kadar çok ve bereketli ki, hasadın çok uzun sürdüğü, toplaya toplaya ancak bitirildiği anlamı taşır.”
Comentários